Ebrar Sitesindeki ihmaller için adalet aranıyor
6 Şubat depreminde en büyük yıkımın yaşandığı adreslerden biri de Kahramanmaraş’ın Onikisubat ilçesinde bulunan Ebrar Sitesi oldu. Sitenin inşaatına 1997 yılında başlanmış ve 2011 yılına kadar etap etap 22 blok inşa edilmiştir. Arka arkaya meydana gelen iki büyük depremden sonra sadece 4 blok ayakta kalmıştır. Kadın başına 4 dairenin bulunduğu ve her bloğun 10 katlı olduğu sitede, mağdurların ifadelerine göre yaklaşık 1.400 kişi enkaz altında kaldı. Yaralı sayısı bilinmiyor.
AFAD’ın 2022 yılında Kahramanmaraş için hazırladığı İl Afet Risk Azaltma Planına fiilen sahanın yapıldığı alanın alüvyon alanlardan oluştuğu yansımış ve zemin sıvılaşması tespit edilmiştir. 7,5 büyüklüğünde deprem senaryosunun yapıldığı raporda, “Olası büyük bir deprem olması durumunda bölgenin hemen hemen tamamının etkileneceği ve sıvılaşma etkilerinin belirgin olacağı” vurgulandı. Kahramanmaraş’ta zeminin sıvılaşma riskine dikkat çekilen raporda, “Yapılaşmanın yoğun olduğu alüvyonların yumuşak ve gevşek toprak özelliği ile yeraltı su seviyesinin yüzeye yakınlığı depremin şiddetini artırarak depremin şiddetini artırabilir. 2-3 derece Depremde sıvılaşma özelliği göstermesi beklenir.
Ancak deprem olana kadar Ebrar Bölgesi ile ilgili herhangi bir önlem alınmadı. Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığının depremde yıkılan Ebrar Sitesi’ndeki ölümlerle ilgili soruşturması sürüyor. Sarsıntının ardından savcı eşliğinde uzmanlar tarafından bölgeden karot örneği alındı. Bu numuneler incelenmek üzere bilirkişi heyetine gönderildi. Ancak mağdurlara raporun savcılığa ulaştığına dair herhangi bir bilgi verilmedi. Depremin üzerinden altı ay geçmesine rağmen Ebrar Sitesi’ne henüz dava açılmadı.
Mağdurlar adalet istiyor
Sitede yakınlarını kaybedenler bu nedenle adalet talep ediyor. Bu isimlerden biri olan Fatma Irmak, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada Ebrar Bölgesi’ndeki ölümleri “tam bir katliam” olarak nitelendirdi. Bu süreçteki amaçlarının bu katliamın sorumlularından yargı önünde hesap sormak olduğunu belirten Irmak, “Ebrar Sitesi üretimindeki ihmal ve yıkım zincirinin yarattığı bu tablo ürkütücüdür. Nedenlerini şöyle sıralayabiliriz. olmayan arazilerin imara açılması, kalitesiz malzeme kullanılması, yapı ruhsatlarının yapı denetimi yapılmadan verilmesi ve onaylanması gibi.
AFAD’ın hazırladığı raporda stadyum ve çevresinin yani Ebrar Sitesi’nin bulunduğu bölgenin taban sıvılaşmasına, bölgedeki yapıların depreme beklenen yükseklikte dayanamayacağı konusunda uyarıda bulunduğunu hatırlatan Irmak, şöyle devam ediyor: “Raporda kentsel dönüşüme verilmesi gerektiği halde alınmayan önlemler binlerce insanın ölümüne neden oldu.”
Ebrar Sitesi hakkında suç duyurusunda ne deniyor?
Fatma Irmak, yaşanan sarsıntının ardından avukatı aracılığıyla 39 şüpheli hakkında savcılığa hata beyanında bulundu. Bunların arasında sitenin bilinen üç müteahhidi Tevfik Tepebaşı, Mustafa Timurbunga ve Ahmet Doğan ile inşaatta görev alan mühendisler, mimarlar ve yapı denetim firması yetkilileri vardı. Tepebaşı, soruşturma kapsamında tutuklandı.
Irmak’ın şikayet dilekçesinde, “Evlerin yapıldığı arazi alüvyonlu toprak nedeniyle çok katlı ve kazıksız ev yapımına uygun değil. Ebrar Sitesi olarak bilinen evler gerekli niteliklere sahip değildi.Ebrar Sitesi tek bir müteahhit tarafından yapılmıştı.Birçok farklı müteahhidin bu yapıların inşaatını üstlendiği ve bu yapılardan yüksek kazançlar sağladığı bilinmektedir.
Dilekçede, o dönemde Kahramanmaraş’ın belediye başkanları olan Hanefi Mahçiçek, Veysi Kaynak, Mustafa Poyraz, Fatih Mehmet Erkoç, şimdiki belediye başkanı Hayrettin Güngör ve belediye yetkilileri “sorumlu” olarak sıralandı. Kahramanmaraş’ın Ahir Dağı’nın eteklerinde kurulduğu ancak 1970 yılından itibaren şehrin dağın önündeki düzlüklere doğru genişlediğinin belirtildiği dilekçede, “kentin genişleme yönü deprem riski taşıyor ve diri bir fay hattı üzerinde olduğu belediye başkanları ve ilgili belediye yetkilileri tarafından biliniyor” dedi.
Kira karşılığı inşaata izin verildiğinin öne sürüldüğü dilekçede, geçmişteki ihmallere de değinilerek, “Öyle ki İller Bankası’nın inşaat ihalesi için açtığı yarışmayı kazanan Yüksek Mimar Bülent Berksan, 1984-1989 yılları arasında dönemin belediye başkanı olan Hacı Ali Özal’a Kahramanmaraş’ın planlanmasının düzlüklerin fay hattıyla olduğunu anlatmıştı. Ancak Ali Sazal döneminden itibaren Veysi Kaynak, Mustafa Poyraz ve Fatih Mehmet Erkoç dönemlerinde, Deprem riskinin çok yüksek olduğu bir bölgede ve alüvyonlu toprağı nedeniyle en ufak bir depremde yıkılma riski olan bir bölgede sadece kira karşılığı yapılaşmaya izin veriliyor” dedi.
Alüvyonlu arazilerin yapılaşma için “son derece tehlikeli” olduğunun vurgulandığı dilekçede, “Üstelik bu alanlar aktif bir fay hattı üzerindedir. Bu durum Maraş yerleşiminin 1513 depreminde yıkılmasından bu yana bilinen bir gerçektir. Öyle ki, bu olaydan sonra ilgili bölge ‘Garamaraş’ oldu.Bu durum Kahramanmaraş ilinin deprem bölgesinde yer aldığını açıkça gösteriyor” dedi.
Dilekçede, sorumluların “muhtemel kasten öldürme”, “öldürme suçunu taksirle kasten işlemek”, “genel güvenliği kasten tehlikeye atmak” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlarından cezalandırılması talep edildi.
AFAD ve Kızılay da suçlandı
Aralarında AFAD Lideri Yunus Sezer’in arama kurtarma çalışmalarına geç kalmakla suçlandığı 8 AFAD yöneticisi ile depremde çadır satarak görevinden istifa eden eski Kızılay Lideri Kerem Kınık da zanlılar arasında sayıldı.
Depremde AFAD’ın Kahramanmaraş’taki binasının bile kullanılamaz hale geldiğinin belirtildiği dilekçede, “Deprem öncesi gerekli önlemlerin alınması konusunda hiçbir adım atılmadı ve en önemli adımlardan biri olan kurtarma çalışmalarında uyum sağlandı” denildi. Lider ve yardımcılarının deprem sonrası çok değerli görevleri sağlanamadı. Yakınlarım da dahil binlerce kişi kurtarma planları yapılamadığı için ortada kalmadı. Enkaz altında yaşamını yitirdi” denildi.
DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?